Kaplumbağalar kimdi?
Osman Hamdi Bey denilince ilk olarak aklıma burun üstü gözlüğü gelir. Bu gözlük en çok onunla özdeşleşmiştir sanıyorum. Benim dışımda birçoğumuzun aklına ressam, arkeolog, müzeci olarak gelmektedir ve muhtemelen “kaplumbağa terbiyecisi” adlı eseri ile. Ama kimsenin aklına çok iyi bir stratejist olduğu gelmiyordur.
İmparatorluğun çöküş döneminde Avrupalı devletlere verilen demiryolu imtiyazlarının içeriğinde hattın geçeceği alanlarda ortaya çıkacak hazinelerin tren yolu yapım şirketlerine verilmesi maddesi sonucu olarak imparatorluğun sınırları içinde bulunan antik kentlerde sözde tren yolu inşası adı altında yapılan kazılar sonrası bugün Avrupa müzelerinde gördüğümüz nice tarihi eser kaçırılmıştır. Hatta bugün özellikle ege bölgesinde aşırı kıvrımlı tren yolu hatları bu sebeptendir, antik kentlere göre yapıldığından uzun ve kıvrımlıdır, olabildiğince çok antik kent kazılmak istenmiştir. Osman Hamdi Bey dünyada ilk “Asar-ı Atika Nizamnamesi” yani “Koruma Kanunu”’nu bu dönemde yürürlüğe sokarak eserlerin kaçırılmasına büyük oranda engel olmuştur. Aynı dönemde Osman Hamdi Bey Nemrut Dağı, Lagina, Sayda’da arkeolojik kazıları kendi sürdürmeye başlamıştır. Kazılardan çıkan eserleri ilk olarak Aya İrini ile Çinili Köşk ve bahçelerinde sergilemeye başlamış böylelikle ilk imparatorluk müzesini kurmuştur. Ancak sergileme alanı yeterli olmayınca yeni yer arayışına girmiştir. İmparatorluğun çöküş döneminde yaşanan bütçe kaygısı ile büyük bir yapılaşmaya gidemeyeceğini gören Osman Hamdi Bey bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksinde Klasik Bina olarak bilinen U formundaki yapının yaklaşık üçte birlik kısmını dönemin sultanına sunmuş ve onayını almıştır. Dünyada müze olarak inşa edilen ilk yapılardan olup ismi “Müze-i Hümayun” yani imparatorluk müzesidir (1891).
Müze-i Hümayun” yani imparatorluk müzesidir (1891).
Müze-i Hümayun ilk yapısı
(https://www.e-skop.com/skopbulten/episod-halil-edhemin-elvah-i-naksiye-koleksiyonuna-dair/676)
Sayda Kral mezarları kazısında çıkararak İstanbul’a getirdiği “İskender Lahdi”’ni gören bir büyükelçinin sultandan izin alarak kendi ülkesine götürmek istemesi üzerine ancak ölüsü ile beraber götürülebileceğini söyleyerek karşı çıkmış ve eserin İstanbul’da kalmasını sağlamıştır. Bugün Klasik Bina içinde ziyaret ettiğimiz lahitleri ve özellikle de İskender Lahdi’ni binayı yıkmadan dışarıya çıkaramazsınız. Keşfini yaptığı eserin önemini anlamış ve binayı Alexandre Vallaury’e bu şekilde tasarlatmıştır.
İskender Lahti
Osman Hamdi, ilk olarak üçte birlik kısmı için onay aldığı müzenin diğer iki kanadını 12 ve 16 yıl aradan sonra eserlerin sığmadığını söyleyerek büyütmüştür ve tüm mimari planları daha ilk bölüm yapılırken buna göre hazırlatmıştır.
Topkapı Sarayı bahçesinde bulunan “Müze-i Hümayun”’un konumuna baktığınızda saraya sırtını dönmüştür. Saray yapıları içinde böyle bir konumlanmanın görülmediği bilinmektedir. Aynı dönemde resmettiği “Kaplumbağa Terbiyecisi” eserinde aslında Osman Hamdi Bey sabırla kimleri terbiye etmektedir?